Yeni Hayat

Yeni Hayat
Psikolog Uğur Demirbaş ve Uzman Kadrosu

Artı Başarı

Artı Başarı
Artı Başarı

10 Ağustos 2015 Pazartesi

Bloğa sayaç ekleme

En son bloğumuz  763478 tık daydı.. sanırım 100000 olunca kafası bozuldu. yeni sayacımız sayac.com  dan ..

11 Haziran 2015 Perşembe

(4+4+4)-4 :) mezun oluyoruz


İlk 4 ümüz bitti...Sağlıkla huzurla ...Emeği geçen bütünnnn öğretmenlerimize çokkk teşekkür ederiz...


9 Haziran 2015 Salı

Yemek yeme sıklığı ne olmalıdır ??

Merhaba Bulent Bey ve arkadaslar,

"Gercekten 3 ogun yemek sart mi?" diye sormussunuz. Yemek yeme miktari ve sıklıgı konusu, benim de bir suredir kisisel ilgi alanima girmektedir. Bu konuda bir cok arastirma ve kitap okudum. Musadenizle bildiklerimi grup arkadaslarimla paylasmak isterim.

Yemek yemek; vucudumuza enerji saglamak ve bizi hayatta tutmak icin "sart"tir. Bunun olcusu de, bir cok seyin cevabinin vucudumuzda oldugu gibi, vucudumuzda gizlidir. Yemek ihtiyaci, her insanin kendi yumrugu kadardir. Bu durumda, saglikli bir insanin yeme ihtiyaci tahminen 300-400 gr'i gecemez. Daha fazla enerji sarfedenler veya bebek bekleme veya ergenlik gibi enerjiye ihtiyaci olanlar, daha fazla yemek yiyebilir. Gene bu; ihtiyac nedeniyle oldugundan "sart" cercevesinde, yani kabul edilebilir bir seydir.

Bunun disinda yemek; bu orani astigi zaman "sart" olmaktan cikar; vuumuzun ihtiyacindan fazlasini yemek, bir zevk unsuru, belki sosyal bir durum veya israf kapsamina girer. Gunde 2 ogunden fazla yemek de, bu cercevede vucudumuza ihtiyacindan fazlasini vermek, onu gereginden fazla calistirip yormak demektir. Eski kulturlerde yemek, sizin de bahsettiginiz gibi ogleden biraz sonra ve aksam karanliginda olmak uzere 2 ogun seklinde duzenlenmisti. Guzel Turkcemizde "kahvalti" sozcugu, sizin de belirttiginiz gibi kahveye altlik olarak ufak bir-iki seyin yenmesi anlamina gelmekteydi. Ayni sekide Ingilizce'deki "breakfast" da fast'in yani oruc'un bozulmasi anlamina gelmekte, uzun suren aclik sonrasi yenen lokmaya isaret etmekteydi. Gunumuzde hem kahvalti, hem de breakfast, basli basina bir ogun anlamina gelse de goruldugu uzere ilk kullanislari farkli sekildeydi.

Gunumuzde bir cok kavram ve degerin degisiklige ugramasi gibi, yemek yemege verilen onem de degisiyor; onu bir ihtiyac, bir "sart"tan ziyade bir hayat felsefesi, bazen kendi basina bir anlam haline getiriyor. Oysa ki gunumuzde bir cok arastirmacinin da artik kabul edecegi uzere cok yemek fayda degil zarar getirir. Hatta su siralara cok populer olan "azar azar ama sık sık yemek" de faydadan cok zarar getirir. Cunku bir ogun, ancak ve ancak tam manasiyla sindirildikten sonra ikinci ogune gecilmelidir. Tam olarak sindirimden kasit; besinlerin sadece mideden cikmasi degil, bagirsaklarda islenip sindirilmesi, hatta artiklarin vucuttan atilmasi olduguna gore bir ogunden sonra beklenmesi gereken sure 5-6 saattir. Uykuyu da isin icine eklerseniz 24 saatlik bir zaman diliminde bu da ancak 2 ogune tekabul eder.

Konu ile ilgili olarak, faydali buldugum bir kac notu da sizlere sunmak isterim:

* İbn-i Sina der ki "hastalik, bir ogunu sindirmeden ikinciyi yemektir"

* Bir Fransiz atasozune gore "insanlar mezarlarini disleriyle kazar"

* Oruc, asagi yukari her ogunde vardir. Inanislar degisse de, onlari temsil eden peygamberlerin bazilari gunden 1 ogun yer, bazilari 1 gun yer 1 gun yemez, bazilari da yilin belli gunlerinde ardarda oruc tutar, kalan gunlerde yerdi. Bu durum, cogu inanista oruc'un ve yemegi kisitlamanin uygulanisini gostermektedir.

* Gunumuzde sadece dini anlamda degil, saglik bulmak icin de oruc kullanilmaktadir. Bunun adi "intermittent fasting" yani "fasilali oruc"tur. Bu oruc, yukarida bahsettigim gibi gunun sadece belli zamanlarinda bir veya 2 defa yenmesi prensibine dayalidir.

* Bir Turk atasozune gore "cok yeme agaci" diken adam, "hastalik" meyvesi toplar.

* Son zamanlarda yapilan arastirmalarda, karnımızın da ayni beynimiz gibi dusunme ve duygularimiz uzerinde etkili oldugu saptanmistir. Hatta ve hatta, normalde beyinden diger organlara tek yonlu olan iletisim seklinin, sadece karnimizda iki yonlu oldugu; yani beynimizden karnimiza emir gittigi gibi karnimizdan da beynimize akis saglandigi saptanmistir. Midemize "ikinci beyin" unvanini kazandiran bu cok onemli bulguya gore, yedigimiz ictigimiz seyler, midemiz uzerinden beynimize direkt etki etmekte, ruh halimiz uzerinde önemli degisikliklere sebep olmaktadir. 

* Yukaridaki bulguyu tamamlayici unsur olarak, acligin zihni berraklastirdigi, dusunme kapasitesini actigi saptanmistir. Bazi sanatkarlarin ve dusunurlerin, eser yaratma suresinde aclik cekerek zihinlerini daha iyi calismaya sevk ettigi bilinmektedir. Bu durumun aciklamasi ise soyledir: yemek yedigimiz zaman kan akisi mideye hucum etmektedir. Oysa yemek yenmedigi zaman vucut, enerjisini diger isleri tamamlamaya yoneltir. Bu da zihnin daha iyi calismasini saglar. 

* Son olarak, "3. göz" veya ruhsal mertebelere ulasma, dinlerin cogunda rituel olaran, sabahtan az evvel, karanlikta ibadet etme olgusu; midenin en bos anina denk gelmektedir. Mide bombos iken zihnin ruhani olaylara daha acik oldugu kabul edilir. Budizmde de, Hristiyanlikta da, Islamiyette de sabah ibadeti vardir ve bu, gun agarmadan evvel, karanlikta ve tum ogunlerden once baslar.

* Son dedim ama bir de Hristiyanliktan bir söz: "Mide doluyken kalp bostur, kalp doluyken mide bostur". Burada kalp ile kastedilenin maneviyat oldugu cok acik.

Tum bu notlarin isiginda denilebilir ki, 2 veya 1 ogun yemek, eski caglardan beri gerek saglik gerekse dini acidan cok onem atfedilen bir durum. Bugunun modern dunyasinda ve "arz" fazlaliginda tuketimi koruklemek acisindan cok yemek ovulse de, son arastirmalar ve bulgular isiginda eski anlamini tekrar kazanmaya baslamis gorunmekte.

Dilerim Bulent Bey ve bizler gibi sorgulayan, zihni acik insanlar oldugu muddetce de bu konu arastirilmaya, yeni bulgular paylasilmaya devam edecek.

Saygi ve sevgilerimle,


Gulsah Tahirovic

21 Mayıs 2015 Perşembe

zor insanlarla bas etme

Sınıfınızda sorun çıkaran çocuk mu var 
kendi çocuğunuza :zor insanlarla bas etme tekniklerini öğretebilirsiniz

o yaramaza da PDR tarafından empati" calismasi
  yaptırılmalı

İNATÇI ÇOCUKLARLA BAŞ ETMENİN YOLLARI!

Çocuklarda inatlaşma genellikle 2 yaşında başlıyor. İşte aileleri zorlayan bu sorun için inatçı çocuklarla baş etmenin yolları…

yaşına doğru çocuğumuz yürüme ve konuşmanın da başlamasıyla bebekliğindeki edilgen ve bağımlı durumundan çıkar ve özerkleşmeye başlar. Bu dönemle sınırlarını keşfetmeye başlayan çocuk neleri yapıp neleri yapamayacağını görmek ve adeta varlığını kanıtlamak ister. Anne-baba ile inatlaşma da bu varoluş çabasının bir parçasıdır aslında. Bu sağlıklı bir tepkidir ancak anne-baba çocuğa karşı tutarsız yaklaşır, bazen aşırı ve gereksiz inatlaşmalara girerken bazen de çocuğun inatlaştığı konudan karlı çıkmasını sağlıyorsa bu durum gitgide çocukta bir alışkanlık haline dönüşebilir. Bu yaklaşım sonucunda çocuk inatlaşma ve davranış problemleri ile isteklerini elde etmeyi öğrenmiş olur. Dolayısıyla inatlaşma sadece 2 yaş civarında daha ileri yaşlara kadar devam eden kalıcı bir duruma dönüşebilir.

İnatçı çocuklarla baş etmenin yolları

Ses tonu ve beden dili: Yüksek ses tonu ve öfkeli yüz ifadesi yerine sakin, kendine güvenen bir ifadeyle isteklerinizi belirtin. Kolay değil biliyorum ama imkansız da değil.

Tutarlı yaklaşım ve kararlılık: İstediği şeyi neden yapamayacağını basit bir dille ve sakince açıklayın. Açıklamalara rağmen inatlaşmaya devam ederse tepki vermeyin, oyun çağı veya daha küçük çocuklarda dikkatini dağıtacak başka yerlere yönlendirin. İnatlaşmaya devam edebilir ancak siz ondan daha kararlı olun ve asla ‘hayır’ dediğiniz bir şeye sonradan ‘evet’ demeyin, aksi takdirde inatlaşma ve davranış problemlerinin kalıcı olmasını sağlarsınız. Bu arada bu tutarlı tavır sadece sizde değil; eşiniz de, çocuğa bakan kişi de ve ilgilenen herkeste olmalı .

Ne yapmaması gerektiği değil, ne yapmasını istediğinizi söyleyin: Beynimiz çağrışımla çalışır, bir çocuğa ‘bağırma’ dediğinizde aslında ona çağrıştırdığınız ilk şey kelimenin köküdür, yani ‘bağır.’ Çocuklarla kurduğumuz iletişimde onlara –me,-ma eki almış olumsuz kalıpları söylemektense aynı ana fikre gelen olumlu kalıpları tercih edelim. Örneğin; yüksek sesle konuşan çocuğunuza bağırma demek yerine ‘alçak sesle konuştuğun zaman seni daha iyi anlıyorum’ demek ya da duvarları boyayan çocuğunuza boyama demek yerine, ‘kağıdı boyayabilirsin’ demek gibi.

Her gün kaliteli vakit: Onun sizin sevginize, ona vakit ayırmanıza ihtiyacı var. Bunu bulamazsa daha hırçın ve inatçı bir hale gelecektir. Her gün en az 45 dakika - 1 saat gibi bir süreyi çocuğunuza ayırın. Çocuğunuz oyun çağında ise her akşam bir oyun saati belirleyin ve bunu ona açıklayın. Oyun saatinizde onun istediği ve keyif alabileceği, karşılıklı iletişim ve etkileşim gerektiren oyunlar oynayın. Önemli olan bunu her akşam düzenli bir biçimde yapmak. Bunu yaptığınızda çocuğunuza verdiğiniz mesaj şudur: “Seni seviyorum ve sana değer veriyorum, sen bunu hak ediyorsun.” Bu mesajı alan çocuğunuzun kısa bir süre sonra hırçınlığı azalacak, öz güveni artacak ve daha uyumlu hale gelecektir. Deneyin, kısa sürede değişime inanamayacak ve pişman olmayacaksınız!

Alternatifler sunun: Ona isteklerinizi direkt olarak söylerseniz muhtemelen hayır cevabıyla ve dirençle karşılaşacaksınız. Bunun yerine isteklerinizi ona alternatifli biçimde sunun, seçenekleri siz belirleyin ama seçim ona kalsın. Örneğin, “Boyama yapmak ister misin?” yerine , “kırmızıyla mı yoksa maviyle mi boyayalım?” dediğinizde direnç riskinin daha düşük olduğunu göreceksiniz.
Bu önerileri tutarlılık ve kararlılıkla uygulamaya ilk başladığınızda, çocuğunuz inatlaşma şiddetini arttırabilir, bu çok normaldir. Bu dönemde pes etmez ve sabırla devam ederseniz kısa bir süre sonra inatlaşmaların azaldığını göreceksiniz.


Psikolog Özlem Tokgöz Özsoylar 

cambridge movers practice test

googleye cambridge movers practice test  yazın bir sürü test çıkacak..


Öğrencilerin girecegi Cambridge sınavları çoğunlukla  okul tarafından belirlenir. Starters, Movers,Flyers genelde ilkokul 4.sınıfa kadar yapılan sınavlardır. Öğrencinin temel düzeydeki bilgilerini ölçer.Okuma-anlama,yazma ve konuşma becerilerini ölçmeyi amaçlar.Puanlama yoktur  (geçti -kaldı ).Her bölüm 5 Arma ile derecelendirilir.Herhangi bir bölümde 2 ve daha az Arma varsa sınava tekrar girmesini önerirler. 
Ket ve Pet bir üst grup sınavlardır. Çoğu özel okul 8.sinif sonunda Pet sertifikasını almanızı hedefler.B1-2 seviyesinde olduğunuzu belgeler.Yani orta ve üstü anlamına gelir. Bu sınavlarda geçme kalma durumu vardır. Yine okuma anlama,yazma ve konuşma becerileri ölçülür.Yurtdısında liseye başlayabilmesi  için pet sertifikanızın olması avantajdır. (Üniversite için daha üst grup sınavları geçmek gerekli)


Bu sınavlara okulunuz  toplu olarak ya da siz bireysel başvuru yapabilirsiniz. 

Starters,
Movers,
Flyers 

LEGOLAND® Discovery Centre İstanbul 12 Yetenekli Çocuk Arıyor

LEGOLAND® Discovery Centre İstanbul
12 Yetenekli Çocuk Arıyor
LEGO® markasını seviyorsan ve Master Builder olmak için gerekenlere sahip olduğunu düşünüyorsan, LEGOLAND® Discovery Centre İstanbul seni bekliyor! 2015 yılı boyunca Master Model Builder ile birlikte çalışacak 5-10 yaş aralığındaki 12 yetenekli ve yaratıcı LEGO hayranı şanslı çocuktan biri sen olabilirsin.
Bu yaz açılışı Forum İstanbul Alışveriş Merkezi’nde gerçekleşecek LEGOLAND Discovery Centre İstanbul’da harika bir yıl geçirmek ve 2015 yılı boyunca Master Model Builder ile birlikte çalışacak 12 yetenekli ve yaratıcı LEGO hayranından biri olmak şimdi hiç de zor değil.
Yaratıcı ekibin bir parçası olarak görev yapacak çocuklar, LEGOLAND Discovery Centre İstanbul’un çalışma alanlarına özel giriş izni alacaklar. Peki bu 12 şanslı çocuğun sorumlulukları ne olacak? LEGOLAND Discovery Centre İstanbul’da görev yapacak çocuklar, yeni modelleri etkinlikler için tasarlayayıp test edecekler ve yorumlarını arkadaşlarıyla paylaşabilecekler. Master Model Builder ile birlikte çalışacak çocukları bekleyen bir de müthiş bir fırsat var. Kız ve erkeklerden oluşan ve bir yıl boyunca bu eğlenceli görevi üstlenecek 12 çocuk 4D sinema’da gösterime girecek filmleri herkesten önce görebişlecekler ve oyun alanlarını yaşıtları adına ilk defa deneyimleyebilecekler. Bu iş aynı zamanda son derece prestijli. Eğer seçilen çocuklardan biri sen olursan yıllık üyelik hakkı kazanacaksın ve bir yıl boyunca ailenle birlikte LEGOLAND Discovery Centre İstanbul’a ücretsiz giriş imkanın olacak.Yıllık üyelik sahiplerine sunulan pek çok avantajdan yararlanacaksın. LEGO Mağazası’nda, cafe alanınde ve doğum günü parti odalarında özel indirim avantajın olacak. Ürün tanıtım lansmanlarında ve etkinliklerde VIP geçiş hakkın olacak ve özel tasarlanmış yaratıcı ekip tişörtünle son derece havalı görüneceksin.
12 Şanslı Çocuktan Bir Olmak İçin Nasıl Başvuru Yapmalı?
Yarışmaya katılmak için yapmanız gereken şey LEGOLAND Discovery Centre İstanbul’un resmi Facebook hesabı (https://www.facebook.com/LEGOLANDDiscoveryCenterIstanbul?fref=ts) adresinde 1 Haziran 2015 tarihine kadar başvurmak. Çocuklarınızın LEGO oyuncakları ile oynarken çektiğiniz videolarını öncelikle kendi Facebook, Youtube ya da Instagram hesaplarınızın herhangi biri üzerinden paylaştıktan sonra video linkini yorum olarak paylaşılan yarışma içeriğinin altına göndermeniz yeterli olacak. Daha sonra yorum olarak paylaşılan videolar arasında en fazla beğeni (like) alan ilk 25 videonun içinden jüri tarafından seçilecek ilk 12 video sahibinin çocuğu markanın elçisi olmak ile birlikte yarışma ödülünü de kazanacaklar. Kazanan talihli 5 Haziran tarihinde yine resmi Facebook sayfası üzerinden duyurulacak.
Haydi çocuklar ne duruyorsunuz? Heyecan başladı.
www.legolanddiscoverycentre.com/istanbul

www.facebook.com/legolanddiscoverycenteristanbul